Veritabanı
Özet
Osmanlı zanaat, ticaret ve esnaf teşkilatı içinde önemli yer tutan mesleklerden
bir tanesi de Haffaf ya da Kavaflıktır. Bu konu hakkında Osmanlı arşiv
belgeleri okunup yorumlanarak Haffafların teşkilatlanması, işleyiş tarzı, piyasada
hangi ürünleri satabilecekleri ya da satamayacakları, ayak giyiminin
hangi ihtiyacını karşıladığı anlaşılmaya ve gösterilmeye çalışılmıştır.
Bununla birlikte öncelikle geleneksel Selçuklu-Osmanlı iktisadi yapılanmasının
ana karakterleri fütüvvet, ahilik, lonca, gedik, kethüda, yiğitbaşı ve
narh kavramları üzerinde durularak, haffaf esnafıyla bağlantı kurulmaya çalışılmıştır.
Haffaf, ayakkabı ve terlik işiyle uğraşan ve bu ürünleri satan meslek grubudur.
Zamanla Haffaf kelimesi değişim ve dönüşüme uğrayarak kavaf şeklini
almıştır. Haffaflar başmakçı, pabuççu, debbağ ve dikici esnafından farklı bir
yapılanmayı teşkil ettiği gibi haffaflar zaman zaman bu esnaf taifeleriyle iyi
ilişki bazen de ihtilaflar yaşamışlardır. Diğer yandan eskici esnafı ile de benzer
bir durum söz konusu olmuştur. Meslek ahlakı gereğince eskici esnafın
yeni ayakkabı, haffafların ise eski kullanılmış ayakkabı satmaması mahkeme
kararıyla kayıt altına alınmıştır. Diğer meslek gruplarında olduğu gibi haffaflarda
da Kethüdalık vazifesi ihdas edilmiştir. Şikâyet, dilek ve istekler haffaf
kethüdası aracılığıyla çözüme kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Osmanlı tabiiyetindeki müslim ve gayri müslimler haffaflık mesleğini icra
etmişlerdir. Osmanlının hemen hemen her coğrafyasında haffaf çarşıları, haffaf
sokakları ya da haffaf arastaları ve haffaf haneler oluşturulmuştur. Dolayısıyla
mikro düzeyde bir kümeleşme meydana gelmiştir. Çarşılarda kendine
has mekanları olan haffaflar pazarlarda da ayakkabı ve terlik satışı yapmışlardır.
Ancak bazı bölgelerde farklı şehir ve kasabadan gelen meslektaşları rekabeti
olumsuz etkilemiş ve bu durum dava konusu olmuştur. Özellikle küçük
yerleşim yerlerinde mesleğini icra eden haffaflar korunmuş ve dışarıdan gelen
ayakkabı, terlik ve benzeri ürünlerin satışına engel olunmuştur. Aynı şekilde
toptancıların pazara gelip ucuz mal satmalarının önüne geçilmiştir. Üretim
kalitesinin yakalanması açısından çarşılar ve pazarlarda satılan malların
üretim şartlarını karşılamasına da dikkat edilmiş ve bu durum denetlenmiştir.
Bununla birlikte fiyatların aşırı artmaması için fiyat denetimi yapılmasının
yanında karaborsacılık için de düzenlemeler yapılmıştır. Narh oranından ya da
belirlenen tavan fiyatın üstünde ayakkabı satan esnafın kalebend cezası aldığı
görülmüştür.
Haffaflar sadece ayakkabı ya da terlik işiyle uğraşan bir tayfa olarak görülmemelidir.
Çünkü ordu sefere çıktığı zaman oldukça işlevsel görevleri olmaktadır.
Askerlerin ayakkabı ihtiyacının karşılanmasında haffafların oynadığı rol
yadsınamaz bir gerçektir. Bu noktada debbağ, kılıççı, nalçacı ve eskici esnafı
kendi iradeleri doğrultusunda haffaflara yardım etmişlerdir.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Haffaf, Esnaf, Ahilik, Teşkilatlanma
HAFFAF (KAVAF) TRADESMEN IN THE OTTOMAN
PROFESSIONAL ORGANIZATION
Abstract
One of the professions that holds an important place in the Ottoman craft,
trade and tradesmen organization is Khaffaf or Kavaf. By reading and interpreting
Ottoman archive documents on this subject, the organization of the
khaffafs, their style of functioning, what products they could or could not sell
in the market, and what needs footwear met were tried to be understood and
shown.
However, first of all, the main characters of the traditional Seljuk-Ottoman
economic structure, the concepts of futuwwa, ahilik, guild, gedik, kethüda,
yiğitbaşı and price control, were emphasized and a connection was tried to be
established with the haffaf tradesmen.
Khaffaf is a professional group that deals in shoes and slippers and sells
these products. Over time, the word Khaffaf underwent change and transformation
and took the form of kavaf. Khaffafs constitute a different structure
than the basmakci, babuçcu, tanner and sewing tradesmen. From time to time,
the khaffafs had conflicts with these tradesmen groups. On the other hand, in
accordance with professional ethics, it has been recorded by the court decision
that second-hand tradesmen should not sell new shoes and khaffaf should not
sell old, used shoes. As in other tradesmen groups, the duty of Kethüda was
established for the khaffafs. Complaints, wishes and requests were tried to be
resolved through the khaffaf Kethüda.
Muslims and non-Muslims of Ottoman nationality practiced the profession
of khaffaf. Khaffaf bazaars, khaffaf streets or khaffaf arastas and khaffaf
houses were established in almost every geography of the Ottoman Empire.
Therefore, a clustering has occurred at the micro level. Khaffafs, who had their
own places in the bazaars, also sold shoes and slippers in the street markets.
However, in some regions, colleagues coming from different cities and towns
negatively affected the competition and this situation became the subject of
a lawsuit. Khaffafs, who practiced their profession especially in small settlements,
were supported and the sale of shoes, slippers and similar products coming
from outside was prevented. Likewise, wholesalers are prevented from
coming to the market and selling cheap goods. In order to ensure production
quality, attention was paid to ensure that the goods sold in bazaars and markets
met the production conditions and this situation was inspected. In addition to
price control to prevent excessive increases in prices, regulations have also
been made for black marketeering. It has been observed that tradesmen who
sell shoes above the Narh rate or the determined ceiling price are subject to a
kalebend penalty.
Khaffafs should not be seen as a professional group that deals only with
shoes or slippers. Because when the army sets out for war, it has very functional
duties. The role played by khaffafs in meeting the soldiers’ shoe needs is
an undeniable fact. At this point, the debbağ, kılıççı, nalçacı, and secondhand
dealers helped the khaffafs according to their own will.
Keywords: Ottoman, Khaffaf, Tradesman, Ahilik, Economik Structure
Yazar: Halil İbrahim GÜL