Veritabanı
Feta, sözlükte “genç, yiğit, cömert”, Fütüvvet ise “gençlik, kahramanlık, cömertlik” anlamlarına gelir. (Çağatay, 1990: 2) Fütüvvetin çok çeşitli tanımları yapılmakla birlikte genel anlamda Fütüvvet; güzel ahlak, terbiye ve nezaket olarak tanımlanmıştır. (Sülemi, 1977: 460-461). Kur’an-ı Kerim’de “feta” kelimesi hem dinî içerikli bir sıfat, hem de takdir edilen bir vasıf anlamı taşımaktadır. (Nisa, 4/25; Yûsuf, 12/30, 36,62; Kehf, 18/10,13,60,62; Enbiyâ, 21/60).
Şecaat, iffet, cömertlik ve diğergamlık gibi üstün vasıfları kendisinde barındıran feta düşüncesine, bütün toplumlarda olduğu gibi İslam öncesi Arap top- lumunda da rastlamak mümkündür. Ancak Fütüvvet kavramının iffetli, cesur ve cömert gibi vazgeçilmez niteliklerini toplayan, merkezi iktidarın zayıfladığı zamanlarda toplum düzenine ve siyasi otoriteye karşı çıkan genç ve bekar erkeklerden oluşan bir sosyal kesimi belirleyen bir hüviyetle tarih sahnesine çıkışı Abbasiler döneminde olmuştur. (Ocak, 1996a: 261) Abbasi Halifesi en-Nasır li- Dinillah (1180-1225), Fütüvvet müessesini kendine bağlamak suretiyle onu devletin resmi bir kurumu haline getirmiştir. Böylelikle o, merkezî yönetimin zayıfladığı dönemlerde siyasi otoriteyi tehdit eden Fütüvvet kurumunun siyasi desteğini yanma almıştır. (Ocak, 1996a: 261).
Ahilik Teşkilatı, en-Nasır li-Dinillah’ın kurduğu Fütüvvet teşkilatının geliştirilerek Türk toplumuna uyarlanmış bir devamı niteliğindedir. Ahiliğin, ahlaki ve eğitimsel ilkelerini ve temel kurallarını Fütüvvet Teşkilatı’ndan aldığı göz önünde tutulursa Ahiliğin itikâdî temellerinin tespitinde Fütüvvetnâmelerin büyük önem arzettiği açıkça görülür.
Yazar: Hilmi KARAAĞAÇ