TREN

Veritabanı

AHİLİK VE SAĞLIK

ÖZET

Osmanlılar döneminde sağlık hizmeti ve tıp eğitimi verilen kuramla­ra darüşşifa, şifahane, bimaristan ve XIX. Yüzyıldan itibaren de has- tahane denilmiştir. Sağlık görevlilerinin başında, hemen hepsi medre­seden mezun hekimbaşılar gelirdi. Hekimlerin ise bir bölümü medrese ve darüşşifalarda eğitim görenlerden, bir bölümü de usta bir hekimin dükkânında çıraklık ederek icazet alanlardan oluşurdu. Usta-çırak yoluyla yetişen diğer bir sağlık çalışanı grubu da cerrahlardı. Sarayda eğitilen cerrahlar, bu nedenle ehl-i hıref (sanat erbabı) teşkilatına bağlıydı, ilaç yapanlar ve satanlar da usta-çırak ilişkisi içinde yetişir­di. Eczacı çırağı olarak da adlandırılabilecek, drogları döven güçlü, kuvvetli kişiler, edviye-küb'lardı. Ticaret ile eczacılığı bir arada yürü­ten esnaf, aktar (attar) olarak adlandırılırdı. Ebelik de, usta-çırak yo­luyla, çoğu kez anneden kız çocuğa veya yakın bir kadın akrabaya ak­tarılırdı.

Sonuç olarak, ilgili dönemlerde söz konusu sağlık kurumlannın kuru­luş ve yönetim şekilleri ile bu kuramlardaki görevlilerin veya serbest olarak çalışanların eğitimleri, çalışma kuralları, meslekleriyle ilgili ge­lenek ve görenekler ve halk sağlığı konuları genel olarak ahiliğin temel prensipleri çerçevesinde oluşmuştur.

ABSTRACT

Institutions, which were rendering health services and medical educa- tioning Ottoman Empire, were called darüşşifa, şifahane, bimaristan and as ofXIXth century, hospital. Head doctors, of whom nearly all were graduated from Moslem theology schools, were the leading health care professionals. Physicians are composed of men, of whom some were educated in Moslem theology schools and darüşşifas as well as some were granted permission via apprenticing in the shop of a master physician. Another health professional group, who also educated in master — apprentice relation, was surgeons. Palace educated surgeons connected to ehl-i hiref (art master) organization due to this reason. Medicine producers and sellers were also educated in educated in mas­ter apprentice relation. Edviye-küb were the powerful men, who were hitting drags and might be called pharmacist apprentice. Tradesmen, who were acting as both pharmacist and tradesmen, were called attar.

Midwifery was also mostly transferred from mother to daughter or a close woman relative via master apprentice relation.

Consequently, during related periods, above mentioned health institu­tions' establishment and management methods as well as educations and employment principles of the self employed or commissioned per­sons in these institutions and traditions as well as customs related with their professions were formed under the basic principles of ahi.

Yazar: Alparslan SANTUR

Yıl: 2008
İlgili Dosyalar