Veritabanı
Özet
Toplumları ayakta tutan ve sosyal barışın teminatı olan tartışılmaz
öneme sahip iki değer vardır. Bunlar adâlet ve ahlâktır. Bu değerlerde
meydana gelen bir aşınma ya da yok olma, o toplumda barışın zedelen-
mesine, huzursuzlukların artmasına neden olur. Zaman içinde toplumda
çözülmeler başlar ve nihayet toplum hızla yıkılış ve yok oluşa sürüklenir.
Onun içindir ki, toplumların bekâsı için ortak değer yargıları, özellikle de
bu değer yargıları içinde adâlet ve ahlâk son derece önem arzetmektedir.
Adâlet anlayışı sosyo-ekonomik düzeni sağlarken, ahlâk da toplum fertleri
arasında kaynaşmayı, birlik ve beraberlik içinde olmayı, topyekün huzur
ve sükûn içinde olmayı temin eder. Ahlâkî olmak demek, “ben” merkezli ol-
mamak demektir. İşte ahîlik kültürü, ahlâk ile sanatın ahenkli bir birleşimi
olarak, Anadolu insanının sosyal ve ekonomik hayatının düzen-lenmesinde
büyük rol oynamıştır. Dolayısıyla birinci derecede Ahîliği üstün ve erdemli
hale getiren esaslar, ahlakî esaslardır. Bu ahlâkî esasların kökenlerini de
Kur’an-ı Kerim âyetleri ve Hz. Peygamber’in hadisleri teşkil etmektedir.
Âhîlik kültürünün oluşmasındaki arka plana baktığımız zaman şu ger-
çeği görürüz: Anadolu, Malazgirt savaşıyla Türkler tarafından fethedildik-
ten sonra Orta Asya’dan gelen Türk göçlerine kucak açmıştır. Bu göçler
yüzyıldan fazla sürmüştür. İlk yapılan göçler, isteyerek yapılmış ise de son
yapılan göçler, kanlı Moğol saldırıları nedeniyle mecburen yapılmıştır.
Moğol saldırılarından kaçmak için o dönemin Taşkent, Buhara, Semer-
kant, Merv gibi uygar büyük kentlerin esnaf ve sanatkârlarının büyük bir
kısmı göç yollarını izleyerek Anadolu’ya gelmiştir. Türk kökenli bu esnaf
ve sanatkârlar yeni geldikleri Anadolu topraklarında iki önemli tehlikeyle
karşılaştılar. Birincisi Rum kökenli yerli halk karşısında tutunarak sanat
ve ticaret kabiliyetlerini geliştirmek ihtiyacı, ikincisi ise onları Anadolu’ya
kadar kovalayan Moğol saldırıları karşısında savaş güçlerini artırmak ih-
tiyacı. İşte bu şartlar Türk toplumunu yeni bir oluşuma zorladı; eski Türk
Akılık ve Alplik gelenekleri eski Arap fütüvvet ideali, İslâmi muhteva ile
birleşerek Ahîlik’i ortaya çıkardı. Dolayısıyla ahîliğin kaynağı, dönemin
tarihsel şartları, toplumsal yapısı ve İslâm inancıdır diyebiliriz. Ahîlik
kültürüne şekil veren ana eksen ise, İslâm’ın temel referans kaynağı olan
Kur’an ve Sünnettir.
Biz bu tebliğimizde, Ahiliğin temel ilke ve esaslarını belirleyen
fütüvvetnâmelerden yazılan ilk Fütüvvetnâme özelliğini taşıyan Sülemî’nin
Fütüvvetnâmesi ile Türkçe yazılan en eski Türkçe Fütüvvetname XIII.
yy'ın ortalarında Yahya b. Halil b. Çoban el-Burgâzî tarafından yazılmış
Fütüvvetnâme olan Buragazi Fütüvvetnâmesinin Kur’an ve Sünnet’ten da-
yanaklarını tespit etmeye çalışacağız.
Anahtar Sözcükler: Ahîlik Kültürü, Fütüvvet, Adalet, Ahlak.
Abstract
There are two values that keep communities alive and that have indis-
pensable prescription, which is the assurance of social peace. These are
just and moral. An erosion or extinction in these values causes the peace in
the society to be damaged and the uneasiness to increase. İn time, society
begins to unravel and finally society drifts into destruction and destruction
. For him, common values for to live of society, especially in these value
judgments, justice and morality are of utmost importance. The socio-eco-
nomic order with justice, morality ensures the integration, unity and soli-
darity among the members of the society, to be in total peace and tranqu-
ility. Being moral means not being “ Egoism” centered. Here, the culture
of Akhism played a major role in the coordination of social and economic
life of Anatolian people as a harmonious combination of morality and art.
Therefore, in the first place, the essentials that make Akhism superior and
virtuous are moral principles. The origins of these moral principles are
also reflected in the Qur’anic verses and Hz. The hadiths of the Prophet
constitute. When we look at the background of the formation of the Akhism
culture, we see the following fact: Anatolia embraces Turkish immigrants
from Central Asia after being conquered by the Turks with the Malazgirt
war.
These migrations lasted more than a century. The first migrations
were made voluntarily, but the last migrations were made due to the bloody
Mongol attacks. In order to escape the Mongol attacks, a large part of
the tradesmen and craftsmen of the great cities such as Tashkent, Bukha-
ra, Samarkand, Merv followed the migration routes and came to Anatolia.
These tradesmen and craftsmen of Turkish origin are confronted with two
important hazards on the new Anatolian soil. The first is the need to deve-
lop arts and trade abilities by clinging to the Greek-speaking indigenous
peoples, and the second is the need to increase the fighting power against
the Mongol attacks that chase them to Anatolia. These conditions forced
Turkish society to form a new one; The old Turkish traditions of “Akılık”
and “Alplik” united with the ideal of the old Arab Futuwwa, the Islamic
content, appeared Akhism.
In this article, we will try to determine the foundations of the Qur’an
and Sunnah belonging to the Akhism culture. In Futuwwa books written by
Sulemî and Burgazi.
Keywords: Culture of Akhism, Futuwwa, Just, Moral.