Veritabanı
Ahi kelimesi Türkçe “akı ” kelimesinden gelmektedir. (Kaşgari, 2006: I, 90) Nitekim Türkler yiğitlik ve cömertlik mefkuresi olarak adlandırdıkları ideal insan tipine akı, mesleğine ise akılık adını vermişlerdir. Akılığın gereği olarak kişilerin birbirlerine kardeşçe muamelede bulunmalarından dolayı tarihi süreçte bu kelimenin yerini “ahi” kelimesi almıştır. (Gölpınarh, 1950: 6)
Ahilik, eski Türk akılık ve alp geleneğiyle Arap ve İran fütüvvet idealinin İslâmî bir sentezle birleşmesi sonucunda Anadolu’da ortaya çıkmış özgün bir kurumdur. (Sarıkaya, 2008: 1) Ahilik teşkilatı, XIII. yüzyılın ilk yarısından XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar Anadolu’da, Balkanlar’da ve Kırım’da yaşamış olan Türk halkının sanat ve meslek alanında yetişmelerini, ahlaki yönden gelişmelerini sağlayan bir kuruluştur. (Çağatay, 1990: 1)
Fütüvvetin ahlaki ve dini normlarını ortaya koyabilmek amacıyla fütüvvet- nameler yazılmıştır. Fütüvvetnâmeler, devletin halkın kişisel hak ve hukuk eşitliğini sağlayamadığı, kitle iletişim araçlarının ilkel bir seviyede olduğu dönemlerde, kendilerini toplumdaki bireyleri belli bir ahlaki olgunluğa ulaştırmakla görevli sayan din ve ahlak bilginlerinin düzenledikleri kural ve kaidelerden müteşekkildir. (Çağatay, 1990: 1) Bununla beraber fütüvvetnâmeler bütün usul, kaide ve prensiplerini dinin asli kaynaklarından alan birer ahi nizâmnâmeleridir. (Kazıcı, 1988: 541) Bu nizâmnâmelerde ahiliğin dinî, içtimai, ahlaki ve ticari kaideleri yer almaktadır.
Yazar: Abdülkadir KIYAK