Veritabanı
Özet
İslâm tarihinde; önce Büveyhiler(932-1062)’in, daha sonra
Selçuklular(1040-1300)’ın yüzyıllarca süren hâkimiyetleri karşısında
dünyevî gücünü büyük ölçüde kaybetmiş olan Abbasi Halifeliği, otoritesini
yeniden tesis etmek niyetiyle siyasî, askerî, sosyal, idarî ve fikrî alanlarda
çalışmalar başlatmış olan Abbasi halifesi Nâsır- Lidînillah (1180- 1225),
halifeliğini dünyevî ve ruhanî bir merkezde toplamak amacıyla “fütüvvet
libası” giymiştir. Nâsır, bu idealini hayata geçirmek için siyasî ve iktisadî
açıdan farklı görüşlere sahip değişik anlayış ve mezhepleri yakınlaştırmaya,
hatta birleştirmeye çalışmıştır. Bu arada Müslüman ve gayri Müslim
hükümdarlarla ittifak kurmaya, idarî alanlarda yaptığı yeni reformlarla,
fütüvvet teşkilatını yeniden düzenleyip organize ederek kendi kontrolüne
almaya ve fermanlarının İslâm dünyasında sistematik olarak yayılmasına
yönelik faaliyetlerde bulunmuştur.
XIII-XIV. yüzyıl Anadolusu; Gâzisi, Abdâl’i, Ahîsi, Fakısı ve Bacısı
ile teşkilatlanmış olan Alplığın, çok yüksek ve büyük bir şeref unvânı olduğu
bilinmektedir. Alpler devrini yakından bilen Âşık Paşa (öl. 1333),
“alp” olabilmek için sıraladığı özellikleri iki kısımda ele almaktadır. Bunu
“Zâhirî/Dünyevî Alpliğin” ve “Dinî/Manevî Alpliğin” özellikleri olmak
üzere ele almaktadır. Bu özelliklerin bir bölümü âdeta fütüvvet-nâmelerdeki
düşünceleri yansıtmaktadır.
İslâm dünyasında Alplık tasavvufî anlayışla kaynaşarak fütüvvetle bütünleşmiş,
Anadolu’da Ahîliğe dönüşmüştür. Fütüvvet teşkilat tarihi Türk
İslâm medeniyeti içinde bu yönüyle de incelenmesi gerekir. Bu amaçla kaynaklar,
özellikle fütüvvet-nâmeler, eski Türk destanları ile karşılaştırılmalıdır.
Bu konuda çalışacak genç araştırıcıların; eski Türk yazılı ve sözlü
kaynakları ile Türk-İslâm dönemi kaynakları üzerine eğilmeleri beklenir.
Anahtar Sözcükler: Fütüvvet Fütüvvetname, Yiğitlik, Ahi Toplumu.
Abstract
In the Islamic History, the Abbasid Caliphate who majorly lost his
secular power opposing first the Buyid’s (932-1062), later the Seljukians’
(1040-1300) dominations during centuries, with the aim of re-establishing
his autority, the Abbasid Caliph Nasir-Lidinillah (1180-1225) started
works in the political, financial, social, executive and intellectual domains
for consolidating his Caliphate in a secular and spiritual centre, wear the
“futuvvet libasi” « garment of the turkish-islamic guild ». Nasir, to accomplish
his ideal, tried to make familiar the varient perceptions having
different views and the islamic sects in a political and economical way. By
the way, he was engaged in making alliance with Muslim and Non-Muslim imperors, restructuring and organising the turkish-islamic guild (futuvvet
teskilati) to taking his own control and sistematicly diffusing his sermons
in the Islamic word with the executive reforms he did.
In the Anatolia of the 13th-14th century; the Bravery (Alplik) organized
with the Ghazi, the Abdal, the Ahi, the Faki and the Sister, is known
as a great honorific title. Asik Pasha (d. 1333) who is closely acquainted
with the Braves era, aproaches in two part the qualities he listed to being
Brave (Alp). He goes around this by the specification of the “Apparent/
Secular Bravery” and the “Religious/Spiritual Bravery”. A part of these
qualities reflects in fact the rules and regulations of the turkish-islamic
guild (futuvvetname).
In this study, we argue that the Bravery organisation became integrated
uniting with the guild, and then transformed into the Ahi Community in
the Anatolia.For this, we will look at the historical events through out the
Sufi scholars’ works and compare these works among each other. Therefore,
we will try to show the major steps in these transformation process from
the Bravery to the Guild and from the Guild to the Ahi Organisations in the
terms of Turkish Islamic World.
Keywords: Futuvvet/guild, Futuvvetname, (Alp) Brave/Bravery, Ahi
Community, Asik Pasha.