Veritabanı
Kırşehir, Anadolu’nun Türklerce son vatan seçilmesinden bu yana, tarihin çeşitli hadiselerine sahne olmuş, önemli bir ilim ve sanat merkezidir. Burası en parlak dönemlerini yaşadığı 13. ve 14. yüzyıllarda, Anadolu Selçukluları ve Beylikler döneminde Türkçenin şuurlu savunucusu Âşık Paşa, 32 esnaf ve sanatkârın piri Ahi E’vran-ı Velî, Büyük mutasavvıf Hacı Bektaş-ı Velî, Tanrı sevgisinin insandaki tecellisi Ahi Yunus Emre, devrinin büyük âlim ve mütefekkiri Ahmed Gülşehri, büyük mutasavvıflar Kayı Şeyhi ve Süleyman Türkmanî, âlim ve sanatkârların koruyucuları Muzaferüddin Behramşah (Melik Gazi) ve Caca Oğlu Nureddin, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’nin Kayınpederi Şeyh Edebah ve daha nice alp-erene yurt olmuştur. Bundan dolayı Kırşehir, engin tarih ve kültür birikimine sahip, çok eski ve değerli hatıraları bir kültür birikimi biçiminde yaşatan insanların da yurdudur. Bunun tabiî bir neticesi olarak, Kırşehirliler, hafızalarında sayısız destan, türkü, mâni, masal, hikâye, efsane ve menkabeyi de günümüze taşımışlardır. Bunlar arasında yukarıda saydığımız şahsiyetleri konu edinen efsane ve menkabeler bile ayrı birer İlmî çalışmaya kaynak olabilecek zenginliğe sahiptir.
Yazar: Mahmut SEYFELİ